hikmetyavas

Mart 12, 2011

MEHMET ALTAN’a KINAMA

Filed under: Köşe Yazılarım ( Denemeler ) — hikmetyavas @ 8:54 pm

Bu yazı e-postayla Mehmet Altan’ın kendisine gönderilmiştir.

Sayın Mehmet ALTAN,

17 HAZİRAN 2010 günü, 3 gazete;

Ø 1nci Ordu Kozmik Bürosunda çalışan sivil memurların “BALYOZ DARBE PLANINI” kabul ettiklerini iddia etti.

 

Ø Anılan memurlara, 1nci Ordu’da hazırlandığı iddia edilen 19 CD gösterilmiş ve onlar da bu CD’leri hatırlamışlar. Böylece, darbe planının 1nci Ordu’da hazırlandığı kesinleşmiş.

 

Ø Söz konusu 3 gazetenin isimleri ve attıkları manşetler şöyleydi;

 

v TARAF GAZETESİ; “ Balyoz CD’lerini Çetin Paşa için hazırladık

v STAR GAZETESİ; “ Balyoz planını ben yazdım

v ZAMAN GAZETESİ; “Sivil memurlar: Balyoz bize yazdırıldı

 

Ø Eh artık, iddianamede adı geçen yüzü aşkın kişinin suçlu oldukları kanıtlandığına göre “fırsat bu fırsat vur abalıya misali” emekli ve muvazzaf askerler ile TSK’yi linç etme görevi sizin gibi köşe yazarı ve TV yorumcularına kalıyor. Koro halinde;

v “Kendi uçağımızı düşüreceklermiş”,

v “Camilerimizi bombalayacaklarmış”,

v “Bunlar din düşmanı”,

v “Öldürülecekler listesi hazırlamışlar”,

v “Bu arada 19 gazeteciyi de öldüreceklermiş”,

v “Askeriyenin nasıl dökülmekte olduğu artık iyice saklanamaz hale gelmiş”

v “Bize en güvenilir kurum olduğu söylenen TSK’nin haline bakın. Gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış, çetelerle işbirliği yapan bir takım insanların köşe başlarını tuttuğu bir yapıya dönüşmüş”  gibi sözleri tekrarlıyorsunuz.

Şimdi, verilen haberin içeriğine girip aslını araştırınca anlıyoruz ki;

Ø Sivil memurlar, kendilerine gösterilen 19 CD’den “ 7,11, 16 ve 17 numaralı CD’leri hatırlamamışlar” geri kalanını ise hatırlamışlar.

Ø Peki, memurların hatırlamadığı CD’lerin içinde ne var?

v Balyoz, Sakal, Çarşaf, Oraj, Suga gibi sözüm ona darbe planları var.

v Cami bombalama ve uçak düşürme iddiaları ise, memurların hatırlamadıkları (yani doğruluğunu kabul etmedikleri) 11 ve 17 numaralı CD’lerde bulunuyor.

v Söz konusu CD’leri kim koydu? Henüz belli değil. Yargılama neticesinde ortaya çıkacak.

v Demek ki, verilen haber çarpıtılmış, atılan manşetler yalan ve kışkırtıcı. (Bu çarpıtmayı ilk fark eden ODATV oluyor)

v Öyleyse siz, yargı kararıyla suçluluğu kanıtlanmamış insanları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, yalan bir habere dayanarak nasıl linç edersiniz?

Söz konusu yalan haberlere ve kasıtlı yorumlara inanan bazı vatandaşlarımız da galeyana gelerek akla, mantığa ve vicdana sığmayan okuyucu yorumları gönderiyor. Örneğin, HABİB rumuzlu bir okuyucu:

“ Bu Orduyu 3’e bölüp; bir kısmını Ermenilere, bir kısmını Yunanlılara, bir kısmını Yahudilere verelim. Biz de kurtulalım… Bizim askerimiz dimimize karşı, geleneklerimize karşı, Osmanlıya karşı, tarihimize karşı, milletimize karşı, ne diye besliyoruz bunları” diyor. İşte amaçlanan da budur.

Bu, klasik bir psikolojik harp taktiğidir. Yukarıda sunulan örnekte olduğu gibi:

1.     Önce, gazeteniz veya televizyonunuz, çarpıtılmış bir haber yayınlar.

2.     Köşe yazarlarınız, bu haberi doğruymuş gibi alıp kışkırtıcı yorumlar yaparlar.

3.     Galeyana gelen vatandaşlar da, her türlü yönlendirmeye açık hale gelirler.

4.     Böylece, hedef aldıkları kişi ve kurumları halk desteğinden mahrum ederek yıpratırlar ve itibarsızlaştırırlar.

5.     Sonuç olarak; kişi ve kurumlarıyla kendi içinde bölünmüş, birbirlerine şüphe ve hatta kin ve nefretle bakan bir toplum yaratırlar.

6.     Böylece, ülkesi ve milletiyle bölünüp parçalanmış ve hizmet ettikleri efendilerinin yutmasına hazır lokmalar haline getirirler.

Sayın Mehmet ALTAN,

Siz ve sizin gibiler, bunu hep yapıyorsunuz.

Ø Çarpıtılmış haberleri, doğruymuş gibi kullanıyorsunuz.

Ø Kasıtlı ve kışkırtıcı yorumlar yapıyorsunuz. Örneğin:

v Balyoz Cuntası’nın, kanlı eylemler sonrası kaos ve darbe ortamı oluştuğunda buna karşı çıkacak solcu, sağcı, liberal, akademisyen, dini grup lideri, gayrimüslim cemaat önderi ve işadamı, Ermeniler ve ‘Arı Grubu’na yönelik ayrı ayrı suikast ve eylem planladığı ortaya çıktı” diyorsunuz. Böylece; toplumun bütün kesimlerini askerlere karşı kışkırtıyorsunuz.

 

Ø Mahkeme kararıyla kanıtlanmadan, kişi ve kurumları suçlu ilan ediyorsunuz. Örneğin:

v “Katilleri yakalamakla yükümlü bir örgütün (yani TSK)içine katiller sızmış ve resmi planlar düzenliyorlarsa, orada hangi sorun doğru ve köklü bir şekilde çözülebilir ki?” diyorsunuz. Masuniyet karinesine hiç aldırmadan kişi ve kurumları adeta linç ediyorsunuz.

 

Ø Haysiyet ve şeref cellâtlığı yapıyorsunuz. Örneğin:

v “Balyoz İddianamesi’ne göre “katil doğanlar” devlet içine yuvalanmışlar…” diyorsunuz. Böylece, mahkeme kararıyla kanıtlanmadan insanları suçlu ilan etmekle kalmıyorsunuz, üstüne üstlük doğuşlarını bile damgalıyorsunuz.

 

v “Ben, TESTERE ile biçilecek liberaller listesinin ilk sırasındaydım” sözleriyle, hem duygu sömürüsü yapıyor ve hem de insanlara canavar damgası vuruyorsunuz.

 

Ø Bu milletin değerlerine ve kutsallarına saldırıyorsunuz. Örneğin:

v ÇAKMA ASKERİ CUMHURİYETİ toptan AB standartlarında demokratik bir cumhuriyet’e dönüştürmeden her şey boş” diyorsunuz. Bu cumhuriyet;

·        Sömürgeci emperyalist devletlerin uşağı olmayı reddeden onurlu bir milletin, kan ve gözyaşı dökerek verdiği mücadele sonunda kuruldu.

·        Padişaha, şeyhe, şıha, hocaya, hoca efendiye, ağaya ve para babalarına kul olmayı reddeden ve tebaa olmak yerine vatandaş olmayı tercih eden insanlar sayesinde kuruldu.

·        Bizim için bu vatan, bu millet ve bu cumhuriyet kutsaldır.

·        Ancak, çeşitli çıkar çevrelerine “ kendisini, kalemini ve vicdanını satmış olanlar, bu Cumhuriyeti, çakma askeri cumhuriyet olarak görürler” diye düşünüyorum.

 

v  Ayrıca sözü, askerlerin ve generallerin entelektüel düzeylerine getiriyor ve “Kimlerle görüşüp, ne okuduğunu söyle… Ben de sana kim olduğunu söyleyeyim” diyorsunuz;

·        Öncelikle anlı şanlı bilim adamı Profesör Doktor Mehmet ALTAN’IN; “Atıf indekslerine göre bilimsel yayın performansını” söyle, ben de sana kim olduğunu söyleyeyim.

·        Söz konusu Performans yetersizliğiniz dikkate alındığında, Cumhuriyetimizin değil ama sizin çakma bilim adamı olduğunuz görülmektedir.

·        Ayrıca, kimlerle görüştüğünü ve kimlerden nemalandığını söyle, ben de sana senin ciğerini söyleyeyim.

Ø İşinize gelmeyen ve yıpratmak istediğiniz herkesi Ergenekoncu ve darbeci olmakla itham ediyorsunuz;

v Hiçbir asker kendi uçağını düşürmeyi ve cami bombalamayı, değil planlamak aklına bile getiremez. Eğer bu kanıtlanırsa, hukukun öngördüğü en ağır cezalar verilmelidir.

 

v Eğer bu, şeytanın önde giden soyu birileri tarafından tezgâhlanmışsa, bunlar da mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.

 

v Çakma olmayan gerçek bilim adamları, ön fikirli değildir. Kanıt olmadan hüküm kurmaz.

Sayın Mehmet ALTAN,

Bir milletin içine fitne sokmak için özel olarak yetiştirilmiş psikolojik harp ajanlarının uyguladıkları “bilgi çarpıtma ve yanıltma taktiğini” örnekler vererek açıkladım.

Siz ve sizin gibiler bunu hep yapıyorsunuz. Gazete ve televizyonlarınızda, önce çarpıtılmış bir haber yayınlıyorsunuz. Arkasından, bu yalan haberi doğruymuş gibi göstererek hedefinizde kimler varsa saldırıyorsunuz. Bütün haberleriniz ve bütün yorumlarınız hep böyle.

Böylece, Bu ülkenin birlik ve bütünlüğüne düşman olan, bu milletin huzura ve güvene asla kavuşmasını istemeyen bölücülerle ve teröristlerle işbirliği yapıyorsunuz veya en azından onların değirmenine su taşıyorsunuz.

Sakın bana daha çok demokrasi ve özgürlük gibi tüm milletimizin hakkı olan insani değerlerden bahsetmeyin. Savunduğunuz ve bu millete dayatmaya çalıştığınız “bölücülük meselesinin sosyolojik derinliğini” ya bilmiyorsunuz veya bazı çıkarlar uğruna, bilerek ve isteyerek o çevrelere hizmet ediyorsunuz.

Anlı şanlı profesör, bilim adamı, kimseleri beğenmeyen, herkese akıl veren ünlü aydın Mehmet ALTAN, bakın ne diyor; “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dünkü ve önceki günkü açıklamaları… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘barış’ konusundaki kararlı duruşu… Bu sefer işlerin daha başka seyredeceği umudunu vermekte… PKK’NIN ‘AÇILIMA’ FİİLİ DESTEK VERDİĞİ, devletin de eski hatalarını yapmadığı bir yeni atmosferde… BARIŞ GALİBA HABUR KAPISI’NDAN GİRMEKTE…” (Mehmet Altan-Star–19.10.2009)

Gördün mü Habur’dan giren barışı? Gördün mü PKK’nın açılıma fiili desteğini? Gördün mü terörü nasıl azdırdığınızı? Görüyor musun şehit tabutlarını? Görüyor musunuz neye ve kimlere hizmet ettiğinizi?Sayın Mehmet ALTAN,

Bu elektronik postanın ek’inde size 3 adet yazı gönderiyorum:

Ø Birinci ek; Bölücülerin amaç, hedef ve yol haritalarını özet olarak açıklıyor. (lütfen 8 numaralı yazıyı okuyunuz)

Ø İkinci ek; Birinci ek’te özetlenen konuların detaylarını ve atıfta bulunulan konuların kaynakçalarını veriyor. İsterseniz size orijinal belgeleri e-posta ile gönderebilirim. ( 8 numaralı  ve 13 numaralı yazılar)

Ø Üçüncü ek ise; İslam Dininin, siyasi ve maddi çıkarlar için nasıl istismar edildiğini örneklerle açıklıyor. (7 numaralı yazı)

Eğer ek yazıları açıp okursanız ve arşivinizdeki yazılarınızla karşılaştırırsanız, bölücülerin ve din tüccarlarının söylemleriyle bire bir örtüştüğünüzü göreceksiniz.

Öyleyse bir utanın, bir düşünün, bir kere de yüzünüz kızarsın. Son olarak; ”KALEMİNİZİ VE VİCDANINIZI SATMAYIN, ALLAHTAN KORKUN VE KULDAN UTANIN ” diyor ve Yüce Rabbimin sizi ıslah etmesini diliyorum.

Hikmet YAVAŞ (İZMİR) hikmetyavas@gmail.com

Yorum Yapın »

Henüz yorum yapılmamış.

RSS feed for comments on this post. TrackBack URI

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.